Amaç eski yaraları kanatmak, yeniyaralar açmak değil. Kin ve nifak tohumu ekmek hiç değil. Ama birileri kendiyandaşlarının Türkiye’yi kan denizine çevirdiğini unutuyor. Türkiye’yi darbeortamına sürükleyen, başta eski Rusya (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği)olmak üzere her türlü Türk ve Türkiye düşmanı devletlerin maşası, kiminingönüllü, kiminin de bilmeden kölesi olmuş ’Devrim kanla yazılır’ diyereköğretmeninden bakanına, öğrencisinden işçisine her meslekten, her yaştanbinlerce Ülkücüyü katledenleri överken her fırsatta Ülkücüleri katil diyegösterenlere, neye veya kime hizmet ettikleri belli olmayanlara haddinibildirmek mağdurların anısına saygının gereğidir.
Her mahallesinde, her caddesinde Ülkücükatledilmeyen bir şehir, bahçesinde, amfisinde ülkücü katledilmeyen birüniversite yokken, ayda 700 Ülkücününkatledilmesi az görünür veya hiç görülmezken; 7 TİP’liyi 40 yıldır gündemdendüşürmeyenler, ‘Rus askerine selam dur! Türk askerini vur!’ sloganını yazarkenmüdahale eden askeri arkadan vuranları yaşı küçük diye savunanlardan; ulusalcı EminÇölaşan birkaç gün önceki yazısında şöyle yazdı.
Emin Çölaşan (Sözcü):SEVGİLİ okuyucularım, AKP‘nin Meclisi öylebir yasa çıkardı ki, evlere şenlik! Kime yaradığını, kimleri hapisten çıkarmakiçin hazırlandığını, hangi amaçla çıkarıldığını şimdi hep birlikte görüyoruz. Geçmişte masum ve silahsızinsanları, hatta devletin emniyet müdürlerini vahşice öldüren müebbet hapiscezalı katiller birkaç gün önce tahliye edildi. Şimdi hepsi aramızda! Katil MHP binasında DevletBahçeli‘nin fotoğrafları önünde konuştu: “Pişmanlık asla duymadım. O dönemin gereğini yaptık.Sayın başbakanımıza teşekkür borçluyum.”
Geçen hafta Ankara'da olduğum için şimdi yazıyorum. Çölaşan’ın yazısını gazetedeokudum. Yazım için gazetenin internet sitesinden indirdim. İnternet sitesinde ‘Katil’den sonra virgül yok.İmla hatası da olabilir. Ancak her yönüyle amacını aşan bu ifade virgülsüzyazılması durumunda tazminat davasına da konudur. Bu ne hakkını, ne de haddinibilmezlere karşı sesinizi yükseltmezseniz, ‘Sarı öküz’ misali herkes bir şeyle suçlanacaktır.
Şehrimizi kana bulayan ömür boyuhapse mahküm komünist katiller, infaz yasasından yararlanarak darbeden 9 yıl sonra bu şehrinsokaklarında elini kolunu sallayıp gezerken, utanmadan, sıkılmadan katlettikleriinsanların çocuklarının, eşlerinin, kardeşlerinin beyinlerine çakılı o günkügörüntülerini gazetelerde yayınlayıp, anılarını yazabiliyor veyayazdırabiliyorlar, adeta ‘bizi unuttunuz. Biz buradayız’ diyebiliyorlar.Çölaşan'a göre bu adalet!
AKP hükümeti adaleti sağladı
AKP hükümeti büyük biradaletsizliği çok geç de olsa ortadan kaldırdı. Her çeşit Komünist örgütmensupları; eski DEV GENÇ, DEV YOL, PKK, KCK v.s. kaç kişiyi ve kimi, nasılöldürürlerse öldürsünler eski ceza yasasının 146. maddesine göre; devletiyıkmak, yerine kendi düzenlerini kurmaktan yargılanıp tek bir idam veya müebbetveya belirli süreli sadece bir hapis cezasına çarptırılırken; Ülkücüler her suçtan veya bir olaya karışanların tamamı ayrıayrı hüküm giydi. Tek suçtan mahküm Komünistler infaz ve indirim yasalarından yararlandırılarakserbest bırakılırken ve darbeden 9 yıl sonra hepsi şartlı salıverilirken, meşrumüdafaa durumundaki Ülkücüler bugün; 35-40 yıl sonra bile salıverildiğinde UlusalcıÇölaşan rahatsızlık duyuyor ve yasayı çıkaranları ve yasanın mağdurlarınısuçluyor.
DSP-MHP-ANAP koalisyonhükümetinin DSP'li adalet bakanı Prof. Dr. Bekir Sami Türk de bu adaletsizliğe razıolmamış, aynı; Başbakan Erdoğan’ın yaptığını yapmak istemişti. Ancak Bay veBayan Ecevitlerin tepkisini göze alamadığı için teklifin MHP’den gelmesi içingayret sarfetmişti. Bahçeli de Çölaşan gibilerin istismarını göze alamadığıiçin, o dönem bu adaletsizlik düzeltilememiş, ‘Rahşan Affı’ndan sonra daÜlkücüler serbest bırakılmamıştı.
Başbakan Erdoğan, Tevfik Fikret’in‘doğru bildiğin yolda yalnız yürüyeceksiniz’ sözünde olduğu gibi; çatlakseslere, yersiz tepkilere aldırmadan doğru bildiği yolda yürüyor. Sayın Başbakan’ınhiç kimsenin kıramadığı rekorları, niçin kırdığını şimdi daha iyi anlamıyormusunuz? Sayın Başbakan’ın TBMM kürsüsünden okuduğu rahmetli MustafaPehlivanoğlu’nun mektubunu Bahçeli bu densizlerin tepkisini hesaba kattığı içinokuyamamıştı.
Gördüğünüz gibi; birileribeyinlerinin arka planında yatanları saklayamadıkları zaman tek hedeflerininÜlkücüler olduğunu gösterebiliyor. Bunlar Ülkücülere odaklandıkları için; ‘Ülkücü,olmasında kim olursa olsun’ dedikleri için, tüm mevzilerini kaybettiler.
Şimdi de var olabilmek için karşı tarafyaratmak istiyorlar. Tahterevallinin karşı tarafına Ülkücüleri bindirmekistiyorlar. Tek tarafına binilen tahterevalliyle sallanamadıkları için.
Söz olsa, dil sürçmesi; deyip geçebilirsiniz,ancak bu yazı. Tepkilerinizle yazdıklarını okuyucudan evvel onlara okutunuz!